TBMM GENEL KURULU’NDA KABUL EDİLEN 9. YARGI PAKETİ İLE 6325 SAYILI HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMIŞTIR.
Kamuoyunda “9. Yargı Paketi” olarak bilinen Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”) 07.11.2024 tarihinde TBMM’de kabul edilmiştir. Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda (“Arabuluculuk Kanunu”) değişiklik yapılarak Arabuluculuk hakkında önemli düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Kanun ile Arabuluculuk Kanunu’nda aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:
- Taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin arabuluculuk sürecini düzenleyen Arabuluculuk Kanunu 17/B maddesine “Anlaşma belgesinin taraflarından biri, icra edilebilirlik şerhi verilmesinden sonra tapu müdürlüğünden tescil talebinde bulunabilir. Tapu müdürlüğünce taşınmaza ilişkin mevzuatta öngörülen gerekli inceme ve değerlendirme yapıldıktan sonra resmi senet düzenlenmeksizin tescil talebi yerine getirilir.” Fıkrası eklenmiştir.
Ayrıca taşınmazın devrine ilişkin arabuluculuk sürecine dair, Arabuluculuk Kanunu’nun dava şartı arabuluculuk hükümlerini düzenleyen 18/B maddesine de yukarıda belirtilen düzenlemeye paralel şekilde; “Taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlık ayni hak kurulasına ilişkin anlaşma belgesinin taraflarından biri, icra edilebilirlik şerhi verilmesinden sonra tapu müdürlüğünden tescil talebinde bulunabilir. Tapu müdürlüğünce taşınmaza ilişkin mevzuatta öngörülen gerekli inceleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra resmi senet düzenlenmeksizin tescil talebi yerine getirilir.” fıkrası eklenmiştir.
Yapılan düzenlemeler ile, Arabuluculuk Anlaşma Belgesi’nin taraflarından biri, icra edilebilirlik şerhi verildikten sonra tapu müdürlüğüne tescil talebinde bulunabilecektir. Tapu müdürlüğü, taşınmaza ilişkin mevzuat hükümleri çerçevesinde gerekli inceleme ve değerlendirmeleri yaptıktan sonra, resmi senet düzenlemeksizin tescil talebini yerine getirecektir. Böylelikle icra edilebilirlik şerhi alınan arabuluculuk anlaşma belgesine istinaden yapılacak tescil işlemlerinde uygulamada yaşanan tereddütlerin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
Sonuç olarak; uygulamada sıkça karşılaşılan sorunlardan biri olan arabulucular tarafından düzenlenen taşınmazla ilgili icra edilebilirlik şerhi verilen anlaşma belgelerinin taraflara verdiği yetki açıklığa kavuşturulmuştur. Böylelikle taraflara arabuluculuk anlaşma belgesine istinaden yapacakları tescil işlemlerinde kolaylık sağlanmıştır.
- Dava şartı olarak arabuluculuk sürecinin hükümlerini düzenleyen Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Fıkrası “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” Şeklinde iken “bu taraf kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” Hükmü maddeden çıkartılarak söz konusu madde aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
“Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile karşı tarafın ödemekle yükümlü olduğu yargılama giderlerinin yarısından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre belirlenen vekalet ücretinin yarısına hükmedilir. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.”
Yapılan düzenleme ile, taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk arabuluculuk toplantısına katılmaması halinde arabuluculuk sürecinin sona ermesi durumunda, toplantıya katılmayan tarafın bu durumu son tutanakta belirtilecektir. Bu taraf, yargılamada kısmen veya tamamen haklı olsa dahi, karşı tarafın ödemesi gereken yargılama giderlerinin yarısından sorumlu tutulacaktır. Ayrıca, bu tarafa lehine hükmedilecek vekalet ücreti, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen tutarın yarısı ile sınırlı kalacaktır.
Kanun metninde yapılan düzenleme ile kamu yararı ile mülkiyet ve mahkemeye erişim arasında bir denge kurulması ve tarafların arabuluculuğa teşvik edilerek uyuşmazlıkların barışçıl yollardan çözüme kavuşturulması amaçlandığı belirtilmiştir.
- Son olarak; Arabulucular siciline kayıt şartlarını düzenleyen Arabuluculuk Kanunu 20’nci maddesinin (e) fıkrasına “mesleğinde yirmi yıl kıdeme sahip olanlar hariç” fıkrası eklenmiş olup söz konusu hüküm; “Arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Bakanlıkça yapılan yazılı mesleğinde yirmi yıl kıdeme sahip olanlar hariç sınavda başarılı olmak gerekir.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Yapılan düzenleme ile, arabuluculuk eğitimini tamamlamış ve mesleğinde en az yirmi yıl kıdeme sahip hukukçular, yazılı sınava tabi tutulmaksızın arabulucu olabilecektir.